Kontrolsüz troid hastalıkları hem hipertroidi hem hipotroidi gebelik sonuçlarını kötüleştirir. Troid hastalıklarının bebeğin gelişiminde etkisi olduğuna dair endişeler mevcuttur.
Kontrolsüz troid hastalıkları hem hipertroidi hem hipotroidi gebelik sonuçlarını kötüleştirir. Ayrıca hem belirgin troid hastalıklarının hem de subklinik (sadece labaratuar sonuçları pozitif annede bulgu yok) troid hastalıklarının bebeğin gelişiminde etkisi olduğuna dair endişeler mevcuttur.
♦ Troid bezinin az çalışması olan hipotroidizm 1000 gebeden 1-3 ünde görülür.
♦ Aşikar hipotroidizmde erken gebelik kaybı, preeklamsi( gebelik tansiyonu),plesantanın erken ayrılması, düşük doğum ağırlığı ve ölü doğum gibi komplikasyonlar artar.
♦ Laboratuvar değerlerinin hipotroidi olduğu ama klinik bulgunun olmadığı subklinik hipotroidi gebelerin % 2-3 ünde görülür. Erken doğum, ölü doğum, plesanta ayrılması ve bebeğin nörolojik gelişimi ile ilgilendirilmişsede bu bilgileri destekleyen yeterli çalışma yoktur. Tedavinin faydasını ispatlayan yeterli çalışmada yoktur. ACOG 2015 de rutin troid taramasını tavsiye etmemiştir.
♦ Klinik hipotroidizm yavaş ve sessiz başlar. Yorgunluk, kabızlık, soğuk intoleransı, kas krampları, uykusuzluk, kilo alma, saç dökülmesi, ses değişiklikleri ve zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama bulgularıdır. Bu şikayet ve bulguların birçoğu gebeliğe bağlı olarak normalde de gelişebilir.
♦ Tanı artmış TSH ve düşmüş sT4 seviyeleri ile konur. Subklinik hipotroidide artmış TSH, normal sT4 vardır.
♦ Fizyolojik olarak gebeliğin ilk üç ayında TSH düşer ve sT4 de ılımlı bir yükselme olur.
♦ Avrupa kaynaklı çalışmalar ilk üç ayda tsh seviyesinin 2,5 mIU/L olmasını desteklemektedir.
♦ Klinik hipotroidizm levatroksin sodyum ile tedavi edilir. TSH değerleri 4-6 hafta aralarla ölçülmelidir. Subklinik hipotroidizmin tedavi gerekliliği net değildir.
♦ Lohusalıkta tedaviye devam edilmeli, 6 hafta sonra kontrol edilmelidir. Emzirmek tedaviye engel değildir.
♦ Subklinik hipotroidisi olanların yılda bir TSH baktırmaları tavsiye edilir.
Troid bezinin fazla çalışması olan hipertroidizm 1000 gebenin 1-2 sinde görülür. Hipertroidisi olan gebeler kalp yetmezliği, troid fırtınası, erken doğum, preeklampsi, bebekte büyüme kısıtlılığı açısından artmış risk altındadırlar.
Tedavi komplikasyonları azaltır fakat fazla tedavi annede ve bebekte hipotroidizme neden olabilir. Gestasyonel geçici tirotoksikoz sık görülür. Gebelik aşırı kusması ile birliktedir. Subklinik hipertroidizm gebelerin %1,7 sinde görülür ve tedavi gerektirmez.
Sinirlilik, sıcak intoleransı, çarpıntı, kilo kaybı, gözlerde öne doğru belirginleşme hipertroidi bulgularıdır ve hipotroidi gibi normal gebeliklerde de olabilen bulgulardır.
Teşhis düşük TSH ve yükselmiş sT4 sonuçları ile konur.
Tedavide metimazol veya propiltiourasil kullanılır. Metimazolun ilk üç ayda kullanımı fetal anomalilere (aplasia cutis, koanal ve özefagial atrezi) yol açabileceği için propiltiourasil tercih edilir. Karaciğer toksisitesi ve lokopeni( beyaz hücre düşüklüğ) nadir koplikasyonlardır.
Hipertroidi için kullanılan ilaçlar bebeğin troid bezini baskılayabilir. Bu nedenle sadece aşikar hipertroidi tedavi edilmelidir. Radyoaktif iyot tedavisi gebelikte kullanılmaz. Hipertroidi lohusalıkta alevlenebilir. 6. Haftada kontrol edilmelidir. Emzirme döneminde antitroid ilaçlar düşük oranda süte geçer ve kullanılabilir.
Doğum sonrası ilk bir yıl içinde ani başlayan yorgunluk ve çarpıntı ile kendini gösteren geçici troidit %10 gibi sık görülür ve % 30 unda ilerde kalıcı hipotroidi gelişir.